Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

dış kabuk

  • 1 внешняя оболочка

    Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > внешняя оболочка

  • 2 shell

    n. dış kaplama (gemi, uçak), kabuk, kabuk (midye vb.), deniz kabuğu, kaplumbağa kabuğu, yumurta kabuğu, yapı iskeleti, kovan, dış görünüş, yarış kayığı, bomba, top mermisi, fişek, havai fişek roketi, sıvası yapılmamış bina
    ————————
    v. kabuğunu soymak, bombalamak
    * * *
    1. kabuk 2. kabuğunu çıkart (v.) 3. kabuk (n.)
    * * *
    [ʃel] 1. noun
    1) (the hard outer covering of a shellfish, egg, nut etc: an eggshell; A tortoise can pull its head and legs under its shell.) kabuk
    2) (an outer covering or framework: After the fire, all that was left was the burned-out shell of the building.) iskelet
    3) (a metal case filled with explosives and fired from a gun etc: A shell exploded right beside him.) kovan, mermi kovanı
    2. verb
    1) (to remove from its shell or pod: You have to shell peas before eating them.) kabuğunu soymak
    2) (to fire explosive shells at: The army shelled the enemy mercilessly.) bombalamak, mermi yağdırmak
    - come out of one's shell
    - shell out

    English-Turkish dictionary > shell

  • 3 rind

    n. kabuk, deri, dış yüzey, dış görünüş
    * * *
    kabuk
    * * *
    (a thick, hard outer layer or covering, especially the outer surface of cheese or bacon, or the peel of fruit: bacon-rind; lemon-rind.) kabuk

    English-Turkish dictionary > rind

  • 4 scale

    n. pul, balık pulu, skala, kabuk, tartar, kazan taşı, kefe, terazi gözü, ölçek, ölçü, barem, derece, gam [müz.], cetvel, tarife, basamak
    ————————
    v. tartmak, ağırlığını ölçmek, tırmanmak, tırmanarak çıkmak, ayarlamak, derecelendirmek, orantılı olmak, pullarını ayıklamak, kazıyarak temizlemek, diş taşlarını temizlemek, tartarlarını temizlemek, kefeki taşı ile düşürmek, pul pul olmak, kabuklanmak
    * * *
    1. ölçekle (v.) 2. tırman (v.) 3. ölçek (n.)
    * * *
    I [skeil] noun
    1) (a set of regularly spaced marks made on something (eg a thermometer or a ruler) for use as a measure; a system of numbers, measurement etc: This thermometer has two scales marked on it, one in Fahrenheit and one in Centigrade.) derece
    2) (a series or system of items of increasing or decreasing size, value etc: a wage/salary scale.) derece, ölçü
    3) (in music, a group of notes going up or down in order: The boy practised his scales on the piano.) gam
    4) (the size of measurements on a map etc compared with the real size of the country etc shown by it: In a map drawn to the scale 1:50,000, one centimetre represents half a kilometre.) ölçek
    5) (the size of an activity: These guns are being manufactured on a large scale.) boyut, kapsam
    II [skeil] verb
    (to climb (a ladder, cliff etc): The prisoner scaled the prison walls and escaped.) tırmanmak
    III [skeil] noun
    (any of the small thin plates or flakes that cover the skin of fishes, reptiles etc: A herring's scales are silver in colour.) pul, kabuk

    English-Turkish dictionary > scale

  • 5 husk

    (bitki) dis yapraklar, kabuk; zivana; kovan, kilif, bilezik, zarf

    English to Turkish dictionary > husk

См. также в других словарях:

  • kabuk — is., ğu 1) Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır Meyve kabuğu. Midye kabuğu. Ağaç kabuğu. 2) Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü 3) gök b. Bir sıvı veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • birinci zar — is., bit. b. Yemişlerin derisi, dış kabuk, meyve dışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KIŞR (KIŞIR) — Kabuk. Dış taraf. * Libâs …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie …   Wikipédia en Français

  • deri — 1. is. 1) İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. P. Safa 2) sf. Bu tabakadan yapılmış Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavuz — is., bit. b. 1) Buğdaygillerin başağında, başakçıkları veya çiçeği saran kabuk 2) hlk. İçi boş, kabuklu yemiş Birleşik Sözler dış kavuz iç kavuz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • topur — is., hlk. 1) Kestanenin dikenli olan dış kabuğu 2) Fındığın dışındaki yeşil kabuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»